Hindistan cevizi yağı çeşitli yöntemlerle elde edilmektedir. Elde edilme yolları kaynatma, soğutma ve ıslak öğütmedir.

Son dönemde oldukça popüler olan hindistan cevizi çekirdeği ve hindistan cevizi yağı, bakteriyel üremeye ve mantar üremesine karşı koruyucu etki göstermektedir. Aynı şekilde antiviral yani virüs hastalıklarının tedavisinde kullanılan/virüs üremesine engel olan bir özelliği de mevcuttur. Bir başka bakış açısıyla parazit oluşumuna karşı koruyucu etkisi olduğundan da söz edilmektedir. Bir kanser düşmanı olarak adlandırmak da yanlış olmayacaktır, antioksidan özellik gösterir.

Antibakteriyel (bakteriyel etkilere karşı koruyucu) ,antifungal (mantar üremesine karşı) , yara iyileşmelerine karşı koruyucu özellikleriyle cilt sağlığına olumlu etkileri bulunmaktadır.

Kan şekerini düşürücü etkisiyle de kan şekeri hastalıklarında güzel bir besin çeşidi olacaktır.

Hindistan cevizi yağı, çoğu bitkisel yağa kıyasla daha fazla doymuş yağ asiti içermektedir. Doymuş yağ asidi içeriğinin yaklaşık %90 civarında olduğu bilinmektedir.

Hindistancevizi yağı, sağlık faydaları sağlamak için tanımlanmış biyolojik olarak aktif maddeler içermektedir. Bu biyolojik aktif maddelerden olan antioksidanlar olarak bilinen tokoferoller, koroner kalp hastalığı ve kanser gibi bazı kronik hastalıkların oluşmasını önlemektedir.

LDL (kötü kolesterolü) kolesterolü düşürür, prostat büyümesinin belirtilerini azaltır, diyabetli bireylerde kan şekerinin kontrolünü iyileştirir, enfeksiyonu önler.

Hindistan cevizi yağında bulunun fitostanoller, doymuş fitoterollerdir. Kolesterol düşürücü aktiviteye sahip olduğu tespit edilmiştir. Çalışmalar, fitostanollerin, diyet kolesterolünün emilimini engellediğini göstermektedir.

Yukarıda bahsettiğimiz çeşitli çalışma sonuçlarının aksine Hindistan cevizi yağının doymuş yağ asiti içeriğinden dolayı kolesterolü arttırdığı yönünde de çalışma sonuçları bulunmaktadır.

Sonuç olarak diyette yer alması gereken her besin gibi, hindistan cevizi de miktarına dikkat edilerek tüketilmelidir. Kolesterol için bir mucize olarak görülmemelidir çünkü birbirine ters düşen çalışmalar mevcuttur. Aynı zamanda sağlık üzerine olumlu etkileri olduğu ve bazı pankreas, safra ve karaciğer hastalıklarında tüketiminin tedavinin bir parçası olduğu unutulmamalıdır.