Davaların kaybedilmesine bir gerekçe de davacının hakkını kötüye kullanımı olabilecektir. Dürüst davranma yükümünü düzenleyen TMK m. 2’de hukuk düzeninin bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını korumayacağı öngörülmüştür. Nafaka yükümlüsü, nafakanın iptal edilmesinde herhangi bir menfaati olmadığı halde yalnız nafaka alacaklısının zarara uğraması amacıyla dava açmışsa davayı kaybedecektir.
Nafaka kaldırma davalarının usul işlemlerindeki hatalar sebebiyle kaybedilmesi de mümkündür. Hukuki ve teknik bilgi birikimi gerektiren usul işlemlerinde yapılan hatalar davanın daha ön inceleme aşamasında reddedilmesine sebep olabilmektedir. Bu durumda yaşanabilecek hak kayıplarının önüne geçebilmek için ilgili mevzuata hakim bir aile avukatından hukuki destek alınabilecektir.
Kimler Nafaka Talep Edebilir?
Boşanma davası sürecinde veya dava sonuçlandığında maddi güçlüğe düşecek olan taraf diğer taraftan nafaka davası açarak nafaka talep edebilir. Bu nafaka türü yoksulluk nafakasıdır. Yoksulluk nafakası talep edebilmek için nafaka alacaklısının boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmüş olması ve boşanmada kusurunun daha ağır olmaması aranır.
Varsa çocuklar, boşanma sonucunda velayetin kendisine verilmediği taraftan nafaka alacaktır. Bu nafaka türü iştirak nafakası olarak belirtilmiştir. İştirak nafakası çocuk reşit olana kadar devam eder. Reşit olan çocuk eğitimine devam ediyorsa, eğitim nafakası adı altında, eğitimi sona erinceye dek ödenmeye devam eder.
Kimler Nafaka Talep Edemez?
Boşanma sonucunda maddi anlamda zorluğa düşmeyen tarafın nafaka talebi kabul edilmeyecektir. Bununla birlikte yukarıda da belirttiğimiz üzere yoksulluk nafakası alabilmek için nafaka alacaklısının boşanmada daha fazla kusurlu olmaması aranmaktadır. Bu hükümden anlaşılacağı üzere boşanmaya sebep olan olaylar üzerinde daha fazla kusurlu olan eş yoksulluk nafakası talebinde bulunamaz. 18 yaşını geçmiş ve eğitimine devam etmeyen çocuk, velayetin kendisine verilmediği taraftan nafaka alamayacaktır.
Görüldüğü üzere nafaka talebinde kadın erkek ayrımı yapılmamaktadır. Her ne kadar uygulamada çoğunlukla erkek, nafaka yükümlüsü de olsa şartların sağlanması halinde erkeklerin nafaka alacaklısı olmasına engel bir hüküm bulunmamaktadır.