Eskiden, Unu, şekeri çuvalla, Eti kilo kilo, yağı 18 ltlik teneke ile. Karpuzu, kavunu çuvalla alırdık, Peyniri küpe, Kavurmayı galvanizli tenekeye basardık. Süt, Peynir, Tereyağı, zeytin gibi temel gıdalar evlerimizden eksik olmazdı.

Yardımlaşma, birliktelik vardı, Evimizde yağ, şeker, salça, çay vs. bitince elimizde bir bardak veya tabakla komşularımızdan gider isterdik, evimize alınınca geri götürürdük.

Biz geçmiş zamanlılar bu güne adapte olamıyoruz, Aslında beceremiyoruz şimdiki zamana uymayı. Şimdiki zaman öyle garip ki bir muhataplık da yaşamıyoruz. Ama sıkılıyoruz daralıyoruz.

Kentlileşmenin getirdiği sorunlar, Kentleşme ekonomik gelişmeler neticesi olarak nüfusun kentlerde toplanması, Ülkemizde büyük kentlere yapılan yoğun iç göçler, ekonomik gelişmeye uygun olarak olmayan nüfus artışı önemli birtakım sorunlara yol açmıştır: köy hayatının şehirlileşmesi.

Son olarak Büyükşehir yasasıyla birlikte köylerin mahalle statüsüne alınmasıyla birlikte ekonomik nedenlerden dolayı Çiftçinin girdi maliyetlerinin artması sonucu üretimin zamanla azalmasına neden oldu.

Kentlileşmenin getirdiği ekonomik sorunlar sonucu evde çalışan sayısı arttı haliyle bazı zamanlar da evler de yemek pişirme, uğraşma zor olmaya başladıkça, FastFood denilen hazır yemek şirketleri çoğaldı bunun neticesin de obezite ve bazı sorunlar ortaya çıktı.

Reklamlar da izliyoruz kahven bitmeden çikolatan gelsin, sen iste biz getirelim vs. vs. tarzı şirketler çoğaldı, bunun sonucu kurye sektörü oluştu.2 yıldır da sokağa çıkma yasakları olduğu dönemler de kargo siparişleri arttı ve son hızla devam ediyor.

Oturduğumuz yerden verdiğimiz siparişlerden sonra bizde o alışveriş sitesin de hizmeti değerlendiriyoruz. Bireysel özgürlüğümüz her şeyden önemli. Günü yaşamak ve ondaki tatları kaçırmadan tüketmek her şeyden önce geliyor. En küçük bir gecikme, eksiklik vs. de. Bizi yücelten tüm haksızlıkların, adaletsizliklerin hakkından geliyormuş gibi hissettiğimiz o an bizim neymiş 10 dakika geç gelmiş vs. vs. nasıl olur, olamaz havasın da en büyük vatandaşlık görevimizi yapıyormuş gibi ciddiyetle, Hattaalışveriş ettiğimiz firmanın tek müşterisi bizmişiz gibi havaya bürünerek puan veriyor ve puandan kesinti yapıyor egomuzu tatmin ediyoruz.

Bu değerlendirme sonucu şu ekonomik zorlukların yaşandığı dönem de kaç firma çalışanı işten atılıyor, işsiz kalıyor, bunalıma giriyor düşünüyormuyuz? Bizim istediğimiz sipariş zamanın da gelsin bizim egomuz tatmin olsun gerisinden bize ne!

1923’te TBMM’de milletvekili maaşları ele alınmıştı. Maliye Bakanı Hasan Fehmi Bey (Ataç), Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’e “Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz; ne kadar verelim” diye sormuştu. Mustafa Kemal de “Öğretmen maaşlarını geçmesin!” demişti.

Hayatta her şeyin bir anlamı olduğunu, esas olanın sevmek ve sevilmek olduğunu ve fedakârlıkların insana hiçbir şey kaybettirmeyeceğini sizden öğrendim. Şefkatin en somut halini, emeğin en güzel karşılığını, direnmenin insana verdiği gücü sizinle gördüm. Sorularıma sizinle cevaplar buldum, sorunlarıma sizinle çareler buldum. Anne baba kadar kutsaldır öğretmen.

Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ve Ülkenin dört bir yanında canla başla çalışan tüm öğretmenlerimizin, öğretmenler gününü kutlarım.

Esen Kalın…