Varto’da başta Kaymakam olmak üzere kalabalık bir topluluk karşıladı Süleyman ve ailesini. Doğruca Devlet hastanesine gittiler. Hastaneyi görünce ateş düştü Süleyman’ın içine, kapıdan içeri girer girmez dizine vurdu “Eyvah” dedi “Eyvah. Firdevs’im. Kınalı kekliğim.”

Kaymakam ve ilçe milli eğitim müdürü çok ilgilenmiş Firdevs’le. Doktor, hastane her ne gerekiyorsa götürmedikleri yer kalmamış. Ama yemin ettirmiş Firdevs “Sakın” demiş “Babama bir şey söylemeyin. Öleceksem burada öleyim.”

Kansermiş Firdevs. Üç ay içinde vücudunu yiyip bitirmiş. Arkadaşları çok yalvarmış ona babana haber edelim annene haber edelim gelip görsünler diye ama yük olmak istememiş Firdevs. Öleceğini anlamış. İçine doğmuş “Babam çok çekti. Bir yük daha çıkarmayayım. Beni hep iyi hatırlasın, iyi görsün gözünde.” demiş.

O gün Varto’da kalmışlar. Ertesi gün Firdevs’in cenazesiyle birlikte iki otobüs köye gitmişler. Mahşeri kalabalıkmış mezarlık. Duyan gelmiş. Duyan yanmış. Duyan dizine vurmuş “Bu nasıl kader.” diye.

Firdevs’i tabuta koymadan önce annesi yummuş gözlerini. Alnından öpmüş. Sarmış sarmalayıp tabuta koymuşlar.

Babası gelmiş başucuna. Son kez yüzünü açmış kızının. Alnından öpmüş, Koklamış. “Kızım” demiş “Yavrum. Kekliğim. Hani düğünü de oynayacaktım.”

Sonra tabutu köy meydanına getirmişler. Ahali toplanmış meydana. Köyün davul ve zurnacısı belirmiş çeşmenin başına. Yanık bir ses. Yanık bir hava. Kollarını açmış Süleyman.

Başlamış tek başına halaya durmaya. “Yavrum” diye bağırmış Süleyman. Kuşlar uçuşmuş, çeşmeler kurumuş, Süleyman’ın göğsüne bir hançer saplanmış.

“Kuzum.” diye bağırmış Süleyman “Firdevs’im. Kınalı kekliğim. Söz vermiştim sana. Düğününde oynayacaktım kaderimde tabutunun başında oynamak varmış.

Güle güle kızım. Gül güle kınalı kekliğim. “Köylüler araya girecek olmuş. Kollarından tutacak olmuş.

Dinlememiş Süleyman. Tek başına halaya devam etmiş “Ben” demiş “Babayım. Kız babasıyım. Babalar kızına verdiği sözünü tutarlar.”

(Veli Bayrak ‘tan alıntı)

Babalar evlatlarına verdikleri sözleri tutarlar. Eğer tutamazlarsa o gün onların kahroldukları gündür. Çocuğun erkeği, kızı ayrılmaz birdir, ama kız çocuğu bambaşkadır.

Başka sevgiye benzemez kız evlat sevgisi. Tamamen koşulsuz, tamamen içten kopup gelen. Bir yanda onun mutluluğu ile mutlu olmak, bir yanda evlenip gidişine üzülmek.

Babaları için kız çocukları ne kadar kıymetli ise, kız çocukları için de babaları bir o kadar kıymetlidir. Ne demek istediğimi kız babaları daha iyi anlar !

Esen Kalın…