Farkı fark etmek, evet farkı fark etmenin, farkın ne olduğunu bilir misiniz?

Her şeyden önce farkı etmek yani fark, bizim Yüce ve sonsuz kudret sahibi bir Yaratıcı Rab, Allah tarafından aciz bir kul olarak yaratıldığımızı anlamamız, bilmemiz ve iliklerimize kadar idrak etmemizdir.

Farkı fark etmek, gözümüzün alabildiği kadar her şeyin bizler için bir nimet olduğunu görmemizdir.

Farkı fark etmek, bu dünyanın gelip geçici olduğunu anlamamızdır. Yani ‘‘Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi, malda yalan mülkte yalan, var birazda sen oyalan’’dizelerini ruhumuza ilmek ilmek işlemek ve bu dünyaya kalacak gibi sarılmamaktır.

Farkı fark yapan, bu dünya hayatında ne kadar huzurlu ve rahat olursak olalım, ne kadar makam- mevki, para-mülk sahibi olursak olalım cennet hayatına göre zahmetli, zülümatlı, eziyetli bir hayat olduğunu bilmemizdir.

Farkı fark etmek, her şeyin bir deveranda kalmadığı, yok olup gittiği, güçlülerin-zayıfların, fakirlerin-zenginlerin, zalimlerin-mazlumların göçüp gittiğini ve canlı-cansız tüm varlıkların şu gelip geçici dünyada boşuna yaratılmadığımızı, bir gaye yani Allah’a kulluk için yaratıldığımızı idrak etmemizdir.

Fark Müslüman ile gayr-i müslimin arasındaki farkı, fark etmektir. Yani bu dünyada ister Allah’a isyan etsin ister zalim olsun ister Müslümanlara her türlü baskıyı uygulasınlar sonuçta ahirette cennet ve cehenneme gidileceğini bilmemizdir.

Farkı fark etmek, güneşin, ayın, dünyanın ve faydalandığımız her türlü hayvanların ve nice eşyaların Allah’ın bizim hizmetimize, emrimize sunulmak için yarattığını tefekkür etmemizdir. “Bunları kendilerine boyun eğdirdik ki bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler.” (Yâsîn; 72)

Evet, bu farkı bizlere bildiren ilham eden en büyük etken İmanımızdır, Kur’an’dır, namazdır.”Kitaptan sana vahyedilenleri oku, namazı özenle kıl. Kuşkusuz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten meneder. Allah’ı anmak her şeyden önemlidir. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebût; 45)

İman edip Kur’an ahlakıyla ahlaklanan ve bu ahlakını, ruhunu, hayatını da namaz kılarak süsleyen, ziynetlendiren bir mü’min önce kendini yaratan, kendisini daima görüp gözeten, tüm ihtiyaçlarını karşılayan kudret sahibi bir zatın kulu olduğunu bilir ve huşu mütevazi içinde anlar ki kullandığı her şey Allah tarafından bir nimet olarak yaratılmıştır. (“Görmezler mi ki kendi kudretimizin eserlerinden olmak üzere onlar için sahip oldukları nice hayvanlar yarattık.” (Yâsîn; 71) Farkı fark etmek bize, Allah’a kulluk vazifesini yerine getirmenin huzurunu yaşatır.Günahlarla kaskatı olmuş kalpleri yumuşatıp Rahman-ı Rahime uzanan bir yol açar.Günah SARMALINDA SARMALANMIŞ RUHLARI BİR BİR ÇÖZEREK Allah’ın engin rahmetine yelken açtırır.Böylece kişiyi tüm günahlardan ve kötülüklerden uzaklaştırarak kul olmanın bilincine ulaştırır yani farkı, fark ettirir.

Hasılı, ‘’Farkı fark edersen farkı, fark etmenin farkına varırsın.’’ Sen farklısın. Çünkü: En üstün olarak yaratılma şerefine nail olmuş insansın, diğer canlılardan bu sebeple farklısın. Sen farklısın. Çünkü: Evet en üstün varlık insansın fakat insanlar içindeki üstünlük farkın da Allah’a iman etmendir. İman sahibi kulların, insanların içinde de üstünlüğün ve farkın İslam’ı yaşamaktaki hassasiyetin yani takvandır. Haydi, farkı, fark edip farklılığımızın farkına varalım.