Önemsediğimiz önemsemediğimiz, gözümüz gibi baktığımız ya da boş verdiğimiz organ ve dokularımız var. Pek çok şey gibi bedenimizin bölümlerine de eşit yaklaşmıyor, aynı ihtimamı göstermiyoruz. Kemikler, kaslar ve eklemler de genelde “pas geçtiğimiz” ve “dikkate almadığımız” yapılar.

Bu üçlü arasında özellikle eklemlerimize olan ilgisizliğimiz başı çekiyor. Oysa eklemler olmadan şuradan şuraya bir adım atmamız, zaruri bedensel ihtiyaçlarımızı bile karşılamamız mümkün değil.

Kemikler ve kaslar, işbirliği halinde eklemleri işlevsel durumda tutmak için görevli.

Kemikler eklemlerle birleşiyor, adına basitçe “hareket” dediğimiz süreç de bu birleşme yerlerinde meydana geliyor.

Eklemlerin bazılarının

-diz, kalça, omuz eklemleri gibi- fonksiyonları oldukça karmaşık.

Ciddi biyoteknolojik ve biyomekanik yaklaşımlarla bile hâlâ anlaşılamayan sırları, karanlık noktaları var.

YAPI KARMAŞIK AMA…

Ama genelde hemen hepsinde ortak olanlar şunlar: Kemiklerin eklemle birleşen uçları tıbbi lisanda “kartilaj” adı verilen ve esas olarak kıkırdak ve onu kaplayan özel bir dokudan ibaret yumuşak ve kaygan bir sistemle kaplı.

Bu sistem, kemiklerin birbirine zarar vermeden rahatça kaymasına, eklemin hareketli yapısının korunmasına olanak sağlıyor.

İşlevin rahat işleyebilmesi için her eklemde yetecek kadar eklem sıvısı var ve her eklem bütünlüğünün korunması amacıyla fibroz doku kapsülüyle de çevrelenmiş durumda. Bu üçlü temel yapı eklemin korunmasını, hareketli kalmasını ve işlevlerini yerine getirmesini sağlıyor.

KAPSÜL DE KIKIRDAK DA ÖNEMLİ

Her üçü de yaşayan dokular. Mesela fibroz doku kapsülü ekleme sadece bütünlük sağlamıyor, onu sadece dış travmalardan koruyan tampon görevi üstlenmiyor, kartilaj yapısı için gerekli besin maddelerini de temin ediyor ki bu çok önemli.

Kartilaj dokusunun kendine özel kan tedarik sistemi yok. Kapsül sağlam olmazsa ihtiyacı olan besin maddelerini ve oksijeni temin edemez.

Diğer taraftan hemen her eklem kendine özel bazı yapılarla da var.

Kimisinde hareket kabiliyetini artırıcı, esneklik sağlayıcı içi su doku yastıklar, kiminde benzer işlevleri üstlenmiş kıkırdak tampon sistemler -menüsküsler- ve hemen hepsinde de eklemleri birbirine bağlayan stabil kılan bağlar, kasların tutunma noktaları olan tendonlar mevcut.

Saydığım bu dokuların hepsi eklemin gücünden, kuvvetinden, esnekliğinden ve işlevsel yeteneklerinden de sorumludur ve her biri diğerleri kadar değerli ve önemlidir.

UNUTMAYIN

İşleyen demir ışıldar

Eklemler ne kadar çok hareket ettirilirse o kadar esneklik kazanırlar, uzun süre esnekliklerini koruyabilirler. Kısacası eklemlerin esnekliği çok ama çok önemli bir noktadır.

Esneklik gençlikte daha fazladır, yaşlandıkça azalır. Egzersiz yapanlarda daha fazladır, tembelleştikçe belirginleşir. Kadınların eklemleri erkeklerden daha esnektir.

En önemli nokta şudur:

Tıpkı kas gücü, tıpkı eklem dayanıklılığı, tıpkı kemik sağlamlığı gibi esneklik de egzersiz yaparak geliştirilebilir bir yetenektir.

BANA GÖRE

Ne yapmalı?

Eğer egzersiz konusunda daha çok şey öğrenmek istiyorsanız “esneme egzersizleri” konusunda bilgi edinin ve şunu asla unutmayın: Esneklik geliştirilebilir bir yetenektir ama her eklem için esnekliğin de bir sınırı vardır ve eklem bu sınırın dışına çıkmaya zorlandığında sakatlanma riski artmaktadır.

Önemli bir nokta da şu: Uzmanlara göre esneklik kabiliyetiniz arttıkça eklemleriniz sadece daha iyi işlev görme kapasitesi kazanmıyor. Düşme ve denge bozukluğu riskiniz de azalıyor. Dolayısıyla sakatlanma riskiniz minimuma iniyor.

Yetmedi! Esneklik size daha mükemmel bir zihinsel yapılanma ve daha çok esenlik duygusu da vaat ediyor. Galiba en güzeli de bu seviyeye ulaşmak, çünkü hem sağlıklı olmak hem de kendini formda/fit, yani iyi hissetmek güzel hayatın ve huzurun önemli bir belirleyicisi olmalı.