Bir gün babası oğluna çivilerle dolu bir torba vermiş. Kırdığın her kalp için bu tertemiz pürüzsüz tahtaya bir çivi çak. Genç, ilk gün tahtaya 9 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendini kontrol etmeye çalışmış ve geçen her gün daha az çivi çakmış. Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahtanın önüne götürmüş ve bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahtadan bir çivi çıkar. Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki tahtadaki bütün çiviler çıkarılmış.
Babası ona, Aferin iyi davrandın ama bu tahtaya dikkatli bak. Çok delik var. Artık tahta geçmişteki gibi güzel olmayacak. O tahta senin hayatındır. İyi niyetli, dürüst ol hayatını delik deşik etme!
Gençler bize sizin devriniz geçti, onlar eskidendi dediğiniz ama zor zamanlarınız da akıl danıştığınız yani sizlerin dedesi, babası yaşın da olan bizim nesil Harp görmüş, darp görmüş. En azı 3 ihtilal, 6 muhtıradan sağ salim paçayı yırtmış. 10 ekonomik krizden nasibini almış. Yoklukla terbiye edilmiş, Tecrübe abidesi, direnç abidesi bir nesiliz.
Biz, 1950-1970 arasında doğan insanlar Tanrı nın sevgili kullarıyız. Hayatımız bunun gerçek bir örneğidir. Oynarken ve bisiklete binerken, asla kask takmadık. Okuldan sonra akşama kadar sokakta oynardık. 1974 li yıllara kadar hiç televizyon izlemedik çünki yoktu. İnternet arkadaşlarıyla değil gerçek arkadaşlarla oynardık. Susadığımız zaman, şişelenmiş su değil, sokaktaki çeşmeden musluk suyu içerdik.Aynı bardağı dört arkadaşla paylaştığımız halde hastalanmazdık.Her gün bulgur pilavı yediğimiz halde hiçbir zaman kilo almadık.Çıplak ayakla dolaşırdık ama ayaklarımıza bir şey olmazdı.Annemiz ve babamız bizi sağlıklı tutmak içinhiçbir zaman ek gıda takviyeleri, vitaminler vermezlerdi.Kendi oyuncaklarımızı telden,tahtadan,düğmeden vs.kendimiz yapar ve onlarla oynardık.Ailemiz zengin değildi. Bize mal mülkdeğil, sevgi verdiler.
Cep telefonlarımız, video oyunlarımız, kişisel bilgisayarlarımız, internet sohbetimiz olmadı ama bizim gerçek arkadaşlarımız vardı. Arkadaşımızın evini davet olmadan istediğimizde ziyaret eder ve onlarla birlikte eğlenerek yemek yerdik. Bütün akrabalarla iç içe yaşar, aramızda sıkı bağlar olurdu. Çektiğimiz fotoğraflar siyah beyazdı ama renkli anılarla dolu idi. Biz kendine has, anlayışlı bir nesiliz, çünkü biz ebeveynlerinin söylediğini dinleyen ve çocuklarını dinleyen, dikkate alan nesiliz. İlkokul 2 de hayatımızın her anın da gerekli olan kerrat cetveli denilen çarpım tablosunu ezberlemiş, soğanın zarını incelemiş Dünya haritasın da Jamaikanın yerini bile öğrenmiş sizin yaşınızdayken asla var olmayan bir teknolojiyi nasıl kullanacağınız konusunda size yardımcı olabilecek kadar zeki olan da biziz!
Bizi asla küçümsemeyin! Bizim nesil okumasını, dinlemesini, sevgiyi, saygıyı daha iyi bilirdi.
Okuyup öğrenip ders almak sizin eliniz de. Siz bilirsiniz!
Esen Kalın…