Çivril!
Güzel memleket.
Dağlarından fışkırır suyu.
Ovaları bereket dolu.
Her millet burada medeniyeti buldu.
Bergama Kralı, kenti Eumania’yı burada kurdu.
Toprağının her karışında tarih yatan Işıklı’yı anlatmaya kelimeler yetmez.
Çocukluğumun geçtiği bu topraklarda büyüklerimiz anlatırdı. Doğru yada yanlışlığı sorgulanmaksızın pür dikkat dinlerdik hikayeleri. Gidenleriniz bilir. Işıklı Akgöz pınarlarında su kaynağına yakın noktada iki tane kaya üzerinde oyuk vardır. İşte o iki oyuğun ne olduğunu büklerimizden pür dikkat dinlerken hayal gücümüzün yettiğince de o günleri yaşardık beynimizde. Burada çookk uzun yıllar önce bir kral yaşarmış. O kayadaki oyuklardan birine kralın tahtı kurulurmuş diğerine de kraliçenin. Burada kral ve kraliçe oturur ve şereflerine düzenlenen eğlenceleri izlermiş. Bir de burası çok kıymetli bir yolmuş. Buradan geçmek isteyenler krala hediyeler sunarak geçermiş. Şimdi suların altında olan yerde kral ve hizmetkarları yaşarmış. Buranın kocaman bir salonu varmış. Salonun tabanında yada salonun ortasında havuzda minik minik taşlardan yapılmış kadın portresi varmış. Büyükler anlattıkça anlatır gözümüzde mozaik taşlardan yapılan o kadın silueti canlanırdı. Daha sonrasında yaşanan depremler ve toprak kaymaları nedeni ile burası toprağın altında kalmış ve dolayısıyla bu kent de suların altında kalmış.
Her karış toprağın altında yatan tarih aç gözlü kaçak define avcıları ile bir bir tahrip edilip yok ediliyor. Hiç bir ilçede olmadığı kadar zenginliğe sahip olan Çivril bolluğundan olsa gerek değerini bir türlü bilemiyor. Başka ilçeler küçücük bir kalıntıyı açık hava müzesine çevirip turizme açma mücadelesi verirken bizde her evin bahçesinde yada yolların kıyısında köşesinde bir sütunun parçasını görmek mümkün. Hatta çoğu inşaatın temelinde yada duvarında bu tarihi kalıntıları görmek mümkün. O kadar bol ve alışılmış ki kimse dönüp de bakma gereği bile duymuyor.
Işıklı’nın sit alanı olması güzel ama keşke kazılar yapılıp toprağın altındaki kent gün yüzüne çıkarılsa. Keşke tüm evlerde yollarda bulunan parçaların hepsi bir alana toplansa ve açık hava müzesinde sergilense.
***
Değeri bilinemeyen bir diğer güzelliğimiz ise Homa (Gümüşsu) şelalesi.
Gümüşsu Şelalesi neydi, ne oldu? Güzelliğe güzellik katmak istenirken bozulan yerlerden biri de Gümüşsu Şelalesi.
Güney Şelalesi’ne hiç gittiniz mi?
Şelale, Güney ilçesi Cinlere Mahallesi sınırları içinde yer almaktadır. Güney ilçesinin yaklaşık 4 km güneyinden gecen Menderes Nehri’nin kenarında bulunuyor. Çivril’e yaklaşık 80 km mesafede bulunan Şelale yaklaşık 20 metre yükseklikten Menderes nehrine akıyor. Suyun azalması ile birlikte şelale eski heybetini kaybetse de ağırladığı konuk sayınsa pek düşüş olmamış. Şelaleye yaklaştığınızda Cindere dağından aşağıya süzülen suyu görmeye çalışırken önünüzde de boylu boyunca uzanan menderes nehri üzerine kurulu Cindere HES barajını görüyoruz. Barajın kenarından şelalenin olduğu noktaya ulaştığımızda ise girişte bir bariyer ile karşılaşıyoruz. Ve giriş aracın büyüklüğüne göre değişen giriş ücretini ödüyoruz. Şelalenin akıp baraja karışan suların yolu üzerine ahşap oturma yerleri yapılmış. Kuru alanların yanı sıra suyun içine yerleştirilmiş masalar bulunuyor. Sıcaktan bunalmış olanlar için harika bir çözüm. Ayaklar buz gibi şelalenin suyunda serinlerken hemen yanınıza köz üzerinde demlik çayınız geliyor. Bu güzel ortamı görmekten ziyade yaşamak için gidilebilirliği yüksek bir yer.

DEĞERLENDİREMEDİĞİMİZ DEĞERLERİMİZ DEĞERLENDİREMEDİĞİMİZ DEĞERLERİMİZ
Evet kilometrelerce uzaktaki bir şelaleyi görmek için gidiyoruz ama ne yazık ki kendi şelalemiz olan Homa Şelalesine gidemiyoruz. Çünkü hiçbir şey yok. Doğal akışı ile oluşan su yolu gitti yerine suni basamaklı bir şelale yapıldı. Doğanın içine yapılmaması gereken bir şekilde beton bir bina yapıldı. Güya restoran, kafe gibi bir şey olacaktı o da olmadı. Bina yapıldı ama açmak için hangi baharı bekliyoruz o da ayrı bir muamma.
Anlaşılan o ki yeni gelen eskinin yaptığı hiçbir şeyi kullanıma sokmayacak ve Çivril 2024’ü iple çekecek.
Çivril’de değerlendiremediğimiz o kadar çok değerimiz var ki bir gün hak ettiği değeri kazanması dileklerimle.

DEĞERLENDİREMEDİĞİMİZ DEĞERLERİMİZ

Editör: Haber Merkezi