Onca konu var, öncelikli yazmam gereken. Ukrayna-Rusya savaşının ekonomimize etkileri, Man adası belgelerinin doğruluğunun onaylayan Yargıtay kararı, sayıları 10 milyona yaklaştığı söylenen sığınmacıların ülkeye verdiği sıkıntılar ve gelecekte yaratacakları tehlikeler, parayı verip ev alan yabancı uyrukluların aynı zamanda vatandaşlık hakkını elde edebilme kolaylığı vs.vs.

Hafta sonlarını Çivril de geçiriyorum. Dün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı törenlerine katıldım, izledim. Çocukluğumda ki bayramları düşününce bir burukluk oluştu yüreğimde. Okullar tüm mevcutlarıyla tören bitişi ana cadde de resmigeçit yaparlar, aileler caddenin her iki tarafında kaldırımlarda onları izlerdi. Adı üstünde,”bayram” gibi olurdu ortalık. Gene de, sanki unutturulmaya çalışılan Cumhuriyetimizin coşku dolu devrimci ruhu tüm engellere rağmen alandaydı. Akşamı kötü bir haberle sarsıldım, saat 21 suları çevre yolunda değerli bir arkadaşım ve eşi, arabalarında kırmızı ışıkta durmayan bir kamyonun çarpmasıyla metrelerce sürüklenmişler. Her ikisi de Denizli ye kaldırılmış yoğun bakıma alınmışlar. Umarım siz bu satırları okuduğunuzda sağlık haberlerini duyar, beraberce seviniriz. Bu, o yolda kaçıncı kaza? Kader mi? Çözüm bulamamanın acizliği mi? Mühendis değilim, ama birbirini doksan derece kesen iki yol varsa, alt geçit(sanırım battı çıktı deniyor) çözüm olmaz mı? Değer mi yitirilen canlara, ekonomik kayıplara, sakatlanmalara…

Pazar günü,Sorgun üzerinden Kocayayla ya gittik.Dağları tırmanan yol ve virajları geçen yıldan bu yana tamirat görmemiş gibi.Ramazan etkisiyle bir önceki yılın kalabalığı yoktu.Mutlak bir sessizlik hakimdi.Şehir gürültüsünden bıkmış bizler için öylesine değerli bir sessizlik ki bu.Bıraksalar doğayı kendi haline, bitki örtüsü ve yaban hayatıyla, insanlardan uzak” huzur” kaplayacak her anı..Her tarafta çöp bidonları var,ama tüm çevre de naylonlar,şişeler,plastik artıklar..İçimden, iyi ki diyorum yol tamirat görmemiş,gelmek zahmetli, yoksa şu güzellik sanki daha da fazla çöpe gömülürdü.Nasıl bir eğitimle düzelir bu işler?Sıkı denetim ve caydırıcı cezalar öncelikle gerekiyor galiba,zira şimdilik toplum bilinci beraber yaşamanın kurallarına itaat edecek düzeyde değil maalesef.

Oradan Sığırkuyruğuna geçtik.Yol , taşlarla dolu,eriyen kar suları çukurlar oluşturmuş.Yol boyu BİRA şişeleri!.Görünce bunu, düşündüm ,yoksa Kocayayla daha mı temiz ,bakımlıydı?Temmuz sıcağında o şişelerden yansıyacak güneş ışınları kurumuş çam yapraklarını tutuşturup yangın çıkarmaz mı?

Yeni piknik yerleri yapılmış, Çivril e bağlayan yol da elden geçmiş. Stabilize ama daha iyi geçmişe göre. Mart ayı karlı geçince sandım Akdağ ın arkasında çokça kar olur. Umduğum gibi değildi. Dahası yol boyu çoğu çeşme akmıyordu, yol boyu eriyen kar suları olmalıydı bu mevsim, onlarda cılızdı. Eh, Kufi çayından belli, önümüzde yağmurlar olmazsa kuraklık gene kapıda. Soğuk ve kar yanıltmış bizi, en azından ben öyle düşünüyorum. Bakarsınız bir yetkili yerel gazetede hepimizi bilgilendirecek açıklamalarda bulunur. Sanmıyorum ya.

Göl hacmi azalıyor, yeterli su girişi yok. Tarımda sulama gene problemli olacak. Bataklığa dönüşen gölde Nilüfer çiçeği turlarını konuşuruz gene. Mazot, gübre, ilaç, sulama sorunları bir yandan, mahsul fiyatlarının enflasyon karşısında ezilmesi gene hep gündemde olur. Ardından tarıma dayalı Çivril ekonomisinin zayıflaması gerçeği gelir, gören olur mu? Bilmem ama eminim, yetkililer,” İnşallah” seneye düzelir derler ve ömürden bir yıl daha gider.

Sağlıcakla kalın.