Hadi beni arabaya mindir de, bi Köslere götü; iyi kötü gözüm görür, ayağım yere basar, gıt ganat da olsa aklım ererken o goyun güttüğüm, süt sağdığım, otun bokun, çalı çırpının, taşın toprağın arasındaki bi garış arpayı budayı yolcen diye barmaklarımın delik deşik olduğu, dırnaklarımın söküldüğü yerleri bi görüveren giderayak, deyince…
Başladı ‘ben şimdi anama sokağa çıkmanın serbest ama arabaya binmenin yasak olduğunu nasıl anlatayım..’ diye kara kara düşünmeye. Doluya koydu taşmadı, boşa koydu dolmadı…Ikk etti, mıkkk etti. Ne düşündü ise en sonunda ‘hadi hazırlan ana, gidiyoz!’ deyince atmış dört yaşındaki karısı,
Bende geliyorum! Deyip içeri hazırlanmaya giderken on üç yaşındaki torunu Mehmet de ayaklanıp onlar giderse bende gelirim! Deyip dedesinin karşısına meydan okurcasına dikildi.
Mehmet’i allem kalem edip iyi marka bir tablet alma sözü vererek kandırıp evin önündeki külüstür arabaya anası arka koltukta, karısı sağında binip yola çıktılar. Anasına zor mor taktırdı maskeyi ama karısı nuh deyip peygamber demeyip takmadı. Köy içine tam varmadan Arap’ların evin köşesinden sapıp göçmenler mah.,gumluk, nacak kuyu derken tam Işıklı Asfaltına çıkacaklar Işıklı tarafından gelen bir polis aracıyla karşı karşıya geldiler. Polis arabası durunca bunlarda durdular mecburen. Polis arabasından inen bir memur, arabadaki iki maskeli, bir maskesiz, sosyal mesafeye uygun durumda olmayan üç kişiye bakarken geriye doğru kafasını hafifçe çevirip anasına ‘gördük mü senin …içine ettiğim Kösleni?’ demeyi içinden geçirdi ise de suratını asmakla yetindi. Bu arada polis,
Hayrola beyefendi?
Arkada oturan anam doksan dört yaşında, maden sokağa çıkma serbest ölmeden bi Kösler’i gören diye tutturdu. Söz dinletemedim…
Ya yanınızda oturan bayan, hem de sizde maske var onda yok?
Sen anlat derdini dercesine karısına bakınca karısı,
Gece sabaha kadar koyun koyuna maske falan takmadan, sosyal mesafe tanımadan yatıp kalkıyoruz, akşama kadar evde beraberiz birbirimize bulaştırdı isek bulaştırdık. Şimdi arabada maske takmayı da, sosyal mesafeyi aklım almadı memur bey…Uzattığım kimliklere bakan memur,
İyi ama siz atmış dört yaşındasınız, sokağa çıkmamanız gerekirdi deyince karısı gülümseyerek,
Corona denilen nalet virüs o kadar ince eleyip sık dokumaz diye düşünmüştüm deyince polis, kaşlarını çatıp dudaklarını büzdü. İçinden belli ki ‘nereden çattık bu !?!!?? bilmem nelere?’ diye sinkaf ediyor…En sonunda ne düşündü ise Koçak tarafını gösterip sağ elini bilekten geriye doğru ‘haydi …tirip gidin başımdan!’ dercesine sallayınca Karaağaç mevkisi üzerinden Koçağa doğru yöneldiler…