İlk olarak ‘Çok yiyorum ama kilo alamıyorum.’ grubunu inceleyelim.

Çok yediğini iddia eden bu kimseler gerçekten çok fazla mı tüketim yapıyor en başta bu konu üzerinde durulmalıdır. Kilo alamayan kişiler günlük beslenme defteri tutmalı ve gün sonunda ne yemiş, ne kadar yemiş incelemeliler. Günlük almaları gereken enerji kaç kalori hesaplanmalı ve bu kalori üzerinde alım yapıyorlarsa o gün doğru beslenmişler demektir. Bu kişiler beslenme defterine yazdıkları besinlerin çeşitliliğini incelemeli, tek çeşit besleniyor olma olasılıkları oldukça yüksektir. Tek çeşit beslenme meyve, sebze, ekmek gibi karbonhidrat bazlı olabildiği gibi; yoğurt, peynir, et gibi protein bazlı da olabilmektedir. Tek çeşit beslenmek kilo almaya engeldir. Beslenme programında protein, karbonhidrat, yağ dağılımı dengeli olmalıdır.

Çok yediğini iddia eden bu grup beslenme defterinin yanında bir de fiziksel aktivite defteri tutmalıdır. Günlük kalori harcaması hareketliliğinden dolayı kaynaklı olarak çok olabilmektedir. Tutulan defterle fiziksel aktiviteye bağlı alınması gereken enerji hesaplanıp, doğru beslenme programı oluşturulacaktır.

Defterler kontrol edilip beslenme bazlı bir sorun olamadığı anlaşılırsa eğer, bu durumun altında yatan bir hastalık aranmalıdır. Çeşitli sağlık problemleri kilo alamamaya neden olmaktadır. Tiroit hormonlarındaki bozukluk, bağırsak problemleri, mide hastalıkları ve kanser de tedavi süreci, öncesi de kilo alamamaya hatta kilo kaybetmeye neden olmaktadır.

Kilo almak ve kilo takibinin en iyi şekilde sağlanması için bir diyetisyenden yardım almak ne doğru seçenektir.

‘Su içsem yarıyor.’ diyenlere de ilk tavsiyen bir beslenme defteri tutmalarıdır. Beslenme defterini incelemeleri doğrultusunda ne denli fazla yedikleri göze çarpacaktır. Bir diğer önerim ise fiziksel aktivite defteri olacaktır ve bu grubun hareketsiz bir yaşam sürdürdüğü açık bir şekilde görülecektir.

Kilo vermek için ilk yardımcı sağlık çalışanı yine diyetisyen olacaktır.