Müteakiben Şubat ayı itibariyle, İl kongreleriyle yeni yönetim kurulları seçilerek görevlerine başlamış olacaklar. Daha sonra Ankara’da Genel Kurultay yapılacaktır. İki yıllığına seçilen yönetimler, bulundukları ilçe ve illerinin parti tabanını sıklaştırarak büyümesi ve gelişmesi için gayret gösterecekler.

Parti Tüzüğü ve Yönetmeliği gereğince belirlenen usul ve yöntemlerle kongreye hazırlık ve icrası yürütülmektedir. Bazen yönteme tenkitler olsa da, mevcut mevzuatın uygulanma zorunluluğu bulunmaktadır. Bazı tenkitlere rağmen uygulanan yöntem, Demokrasi açısından önem arz etmektedir.

Esasen tüm seçilenler, bulundukları çatının altında mevcut siyasi iktidara karşı mücadele etmek için görev almayı arzu etmekteler. Göreve talip olanlar çare aramakta. Çıkış yolu aramakta. Tüm partililerin katılımıyla çare ve çıkış yolunu bulabilmek daha kolay olacaktır.

Son 17 yılda kaybedilenler, ayaklar altına alınan değerler, tahribata uğrayan kurumlar, geleceği karartılan gençlerimiz, yoksullaşan halkımız, susturulan korkutulan toplumumuz, demokrasi ve özgürlük için, düşünerek sorgulayanların görev bilinçleri yarınlarımızı inşa edecektir.

Ülkemizin varlıkları satılmışsa, kalanlar Varlık Fonu’na devredilmişse, 1 milyon çiftçi tarımdan çekilmişse, üniversiteli işsiz sayısı 1 milyonu aşmışsa, işsizlik oranı yüzde 20’nin üzerine çıkmışsa, düşünerek ve sorgulayarak sorumluluk almak için görevlere talip olmalıyız.

Günümüzde yeni bir “Partili Devlet” oluştu. Yeni bir “İktidar Eliti” oluştu. Kültürel eksende yandaş medya ile “Kültürel Kirlenme” oluştu. Sorunun kaynağı “Yeni Türkiye” söylemiyle yola çıkılarak getirilen “Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi”dir.

İtibar; umutlu gençlerle, tüten bacalarla, Türk Lirasının değeriyle, Türk Pasaportunun değeriyle, liyakatli insanların yönetmesiyle sağlanır.

2023 yılında yapılacak seçimlerde yaklaşık 5 milyon genç seçmen oy kullanacak. Gençlerin korktuğu, geleceği yurt dışında gördüğü ortamda mevcut iktidarın gençlerimize yapabileceği bir şey yoktur.

Refah ve huzur; güçlü devlet, güçlü toplum, güçlü parlamento, güçlü sivil toplum örgütleri, güçlü basın ve güçlü sendikalar ile sağlanabilir. Hukukun üstünlüğü sağlanmadan, özgürlük ve demokrasi olmadan sürdürülebilir bir üretim, sosyal adalet ve barışın güvencesi olamaz.

Cumhuriyet Halk Partisi; çağdaşlaşmaya öncülük etmiş, çok partili rejime geçişi sağlamış, barıştan ve uluslar arası işbirliğinden yana olmuş tarihsel bir partidir. Bu ulu çınar altında ülkemizin ve toplumumuzun sorunlarına çare olabilmek için gayret göstermeliyiz.