Perşembe günü Çivril pazarına yetişmek üzere, Pazartesi günü Sundurlu’dan çıkıp önce Irgıllı, Tekke, Duman derken, uğradıkları köylerde hesaplı gördükleri hayvanları alıp güde, gide Çarşamba akşamı Çivril’in yanı başındaki Haydan köyüne varırlar… Varırken de içleri rahattır; nasıl olsa Haydan’da bir sürü oda vardır önlerindeki hayvanların yemlenip sulanabilecekleri…

Köyün dağu tarafından girince ilk oda olan Yanıkların odaya iki inek ve bir eşek, Değirmencilerin odaya üç inek, Efendioğullarının odaya iki buzağı, Kadıların odaya bir iki, Kazıkların odaya bir iki, Kıdırellerin odaya bir iki, Etçilerin odaya bir iki, Kozakların odaya bir iki, Tırılların odaya bir iki derken önlerindeki sürüyü odalara paylaştırırlar… oda sahipleri ile görüşüp yem ve saman işlerini ayarlayıp Deli Ahmet’in kahvehanesine geldiklerinde artık rahatlamışlardır ve akşam yemeği yememiş olmalarının pek de önemi yoktur… Kahvehaneye girerken bir “iyi akşamlar ey cemaat!”deyip domina oynanmakta olan bir masaya otururlar. Zaten hemen hemen her masada domina oynanmaktadır.

Ali, aynı zamanda iyi bir domina oyuncusudur. Sessizce oturduğu yerden oyunu izlerken yanına asker arkadaşı Hüseyin gelir, kucaklaşıp hal hatır sorma sonrası Hüseyin bunları zorla eve götürüp karınları doyurur. Yemek sırasında eski Haydan’da Avcı Musa’sının üç sarı düvesi olduğunu söyleyince Ali ve Hasan, hele gidip bir bakalım hesabımıza gelirse alırız deyip Avcı’nın evine avlu kapısından ünlerler,

Musaaaa!….Musaaaa!….

Musa, evin avluya bakan pencerelerin birinden kafasını dışarı uzatıp sorar,

Buyurun!

Senin üç düven varmış satılık…

Musa, oyuna geldiğini anlar… İçinden “oyuna oyunla yanıt vereyim!” deyip eliyle yandaki komşusunun evini gösterir,

-Benim düveler hünüz emişiyorlar, karşı komşunun danası var!

Ali ve hasan Musa’nın yan komşusu Nazım’ın evine varınca tüm düve ve dana meselesinin bir şaka olduğu; Musa’nın sarı sarı üç kızı, Nazım’ın ise Dana lakaplı bir oğlu olduğu anlaşılıp gülünüp geçilir…

Tekrar Deli Ahmet’in kahvehanesine döndüklerinde domina masalarındaki ounlar iyice kızışmış; kimi masalar kim verdiye, kimi masalarda ise oyan sonlanmıştır.

Veli ile Hasan’ın oturdukları masada oyuncular: Çakır’ın Hamza ile Davut’un Ahmet, Halime’nin Süleyman ile Gölanların Mehmet ortaklığına karşı kim verdisine oynamaktadırlar. Oyun nerede ise başa baş sonlanmak üzeredir. Bu nedenle sinirler gerilmiş; çakırın Hamza, dudağının kenarına yerleştirdiği sigarasını durmadan ucu ucuna eklemekte, Davut’un Ahmet, oyunu kaybedersem paralar uçacak diye tir tir titremekte, Süleyman ve Mehmet ise renk vermemektedirler…

Bu arada oyun bağa gelir. Sayısı az olan taraf kazanacaktır…

Kıl payı farkla Çakır’ın Hamza ekibi kazanırken…

Ali, Çakır’ın Hamza’nın elindeki dübeşi ağzına attığını görüp sesini çıkarmaz…