Meclis üyesi Nuri Özen, minibüste ne sosyal mesafe ne de hijyen kurallarına uyulmadığını iddia ederek; “Minibüste hele ki pandemi sürecinde yapılan çayın ne kadar sağlıklı olup olmadığını hepimiz biliyoruz. Bunu anlatmaya da gerek yok. Cam bardak kullanılıyor. O bardaklar nasıl yıkanıyor. Fotoğraflarda da görüldüğü gibi hiç sosyal mesafe korunmuyor. Millet oraya tabure var diye doluşuyor. Ama hemen 100 metre ilerisindeki çay ocağında insanlar sosyal mesafeyi koruyarak ayakta dikilerek çay içiyor. ”dedi.

“BUNLARIN BU GÜNE KADAR YAPTIĞI HİÇBİR İŞLERİNDE TUTAR GÖREMEDİK”

Çivril’de çay ocağı işleten diğer esnaflar bir tabure dahi koyamazken Cahit Özkan’ın kardeşi olduğu için minibüste çay satmasına izin verilmesini sert dille eleştiren Özen ; “Sahte diplomalı Hamza Yerlikaya’nın diplomasıyla gurur duyan Cahit Özkan, burada kardeşinin minibüste hijyenik olmayan ortanda çay satılmasından haberdar mı? Buradaki esnaflar, çay ocağı çalıştıranlar bir kişiyi bile tabureye oturtamazken sahte diplomayı savunduğu gibi kardeşine de ayrımcılık yapılmasını mı sağlıyor? Bunların bu güne kadar yaptığı hiçbir işlerinde tutar göremedik. Koruma altındaki caminin avlusuna çay ocağı yapılıyor. Cahit Özkan’ın kardeşi olmasaydı minibüste bu ortamda taburelerde sosyal mesafe korunmaksızın çay satışına göz yumulur muydu? Sıradan bir kişi olsaydı o ocağı caminin avlusuna yapılabilir miydi? ”şeklinde konuştu.

ÇİVRİL MERTTİR

Cahit Özkan’ın milletvekilliğini kullandığını öne süren Özen; “Çay ocaklarında insanların ayakta ve sosyal mesafeyi koruyarak çay içebiliyor. Ama minibüs çay ocağında tabure var diye insanlar doluşuyor ve mesafe korunmuyor. Çay ocağı dünyanın kirasını veriyor diğeri ise minibüste çay satıyor. Hak mı adalet mi? Bunu savunan Cahit Özkan geçmişte de Çivrilli olmadığı halde Çivrilliyim diyerek yola çıktı. Çivril’in evladıyım diyor. Ama alakası yok. Çivril’den böyle bir insan çıkmaz. Çivrilli haktan adaletten bahseder ve uygular. Çivril merttir, Çivril’de yalan dolan olmaz. Herkes hakkınca ve adaletince işini yapar. Cahit Özkan’ın kardeşi olmasa koruma altında olan bir caminin avlusunda bırak çay ocağını bir sandalye bile koyamaz. Bunu kime sorsan söyler. Görünen köy kılavuz istemez. Cam bardakta çay veriyor karton bardakta verse ne olur. Minibüste pişen çay ne kadar hijyenik olur. Ve bundan para kazanıyor. Diğeri kira ödüyor minibüste satan ne ödüyor. Ödese belediye ye işgal parası öder. Onun haricinde ne öder. Şimdi çay ocağındaki vatandaş evine ne götürecek. Geçen yıl 5 kilo çiçek yağı 42 lira iken 68 lira oldu. Arasında dağlar kadar fark var. Bu çay ocağını işleten nasıl evini geçindirecek. Birde 3 çocuk babasıysa yandı. ”ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi