Geçtiğimiz yerel seçimler öncesi fazlaca gündeme gelen Çivril Belediyesi’nin borcu konusu geçtiğimiz bir yıl süresince gündemden düşmedi. Belediye borç içinde başkanın eli kolu bağlı diyenden, belediye personel ücretlerini ucu ucuna ödüyor diyene kadar herkesin ağzında bu borç meselesi. Ne belediye başkanı, ne belediye başkan yardımcısı ne de iktidar partisinin belediye meclis üyelerinden şeffaflık adına, halkın bilgi alması adına ne de halkın verdiği vergilerle oluşan belediye bütçesinin ne yapıldığına ilişkin hesap verebilirlik adına bir açıklama yok. Tam bir yönetememe durumu tam bir halkla ilişkiler başarısızlığı tam bir sorumsuzluk örneği.

Konu borçlanma talebi olunca açıklama yapma gereği duyanlar, belediye meclisinde borçlanmaya onay verenler ‘’Bu borç nereden geliyor, bütçe nereye harcanıyor?’’ sorusu sorulunca kafasına toprağa gömüyor, suspus oluyor.

Şubat ayı belediye meclis toplantısında 2 milyon lira daha borçlanmanın önü açıldı. Çivril Belediyesi mevcut borcuna 2 milyoncuk(!) daha ekleyecek. Ahalimize hayırlı olsun. Gerekçe, emekli olacak belediye personeline yapılacak ödemeleri yapmak, belediye personelinin alacaklarını kapatmak. Yani 2 milyon lira borcu borçla kapatmaya yarayacak. 2 milyon yeni borcun faizi de ekstra faiz gideri olarak borç hanesine yazılacak.

Türkiye’nin en iyi kredi notuna sahip belediyesi olan İzmir Büyükşehir eski belediye başkanı Aziz Kocaoğlu geçtiğimiz yıl katıldığım bir panelde şöyle demişti: ‘’Yerel yönetimlerde bütçe disiplini belki de en önemli konu. Bütçe disiplini dediğimizde de öncelikli mesele borçlanma. Bir belediye borçlanmayla metro yatırımı, pazaryeri, sebze ve meyve hali, üretime yönelik herhangi bir yatırım yaparsa bunda sıkıntı yok. Çünkü o yatırım tamamlandığında belediye bütçesine yeni bir gelir kazandırılır ve borçlanma telafi edilir. Ancak borçlanma ile maaş ödenirse, sosyal yardım yapılırsa, borç para genel yönetim giderlerine harcanırsa bu tip harcamalar orta ve uzun vadede bütçeye gelir getirmeyeceğinden bütçe disiplininden uzaklaşılır ve mali dar boğaz kaçınılmaz olur.’’ demişti.

2 milyon borçlanmanın gerekçelerini duyunca aklıma Aziz Kocaoğlu’nun yukarıdaki açıklaması geldi hemen. Geçtiğimiz bir yılda Çivril Belediyesi arsa ve tarla satışlarıyla, yeniden düzenlenen ilan ve reklam vergileriyle, sahip olduğu işletmeleri kiraya verme yoluyla, bina vergileriyle aslında küçümsenemeyecek bir gelir elde etti. Üstelik Çivril Belediyesi yine geçtiğimiz bir yıl boyunca gözle görülür, dişe dokunur bir yatırımı ve projeyi hayata geçirmediği için büyük çapta bir gideri de olmadı. Öte yandan ‘’Belediyenin çok borcu var, belediye zor durumda.’’ söylemi de ne boşa çıkarılmış ne de geride kalmış durumda. Hal böyle olunca parasal anlamda geri dönüşü olmayacak, ortaya büyük bir hizmet koymayacak bir konuda belediye neye güvenerek 2 milyon lira daha borçlanıyor sorusu aklımıza geliyor.

Şayet belediye personelinin özlük hakları gereği yapılacak ödemeler için borçlanmaya gidilmesi yöntemi, önümüzdeki süreçte Çivril halkının planlanan hizmetleri alamamasına, hizmetlerin kalitesinin düşmesine ve belediyenin daha da küçülmesine sebep olabilir. Hele ki geçtiğimiz bir yıl boyunca yukarıda belirttiğim gelirlerin belediye kasasına girmesine rağmen borçlanılıyorsa.

Onun için soralım, borçlan Allah borçlan, bu borç işi nereye kadar?