“Kendine şöyle bir görev ver. Kutup ayısını düşünmemeye çalış. Göreceksin ki her dakika aklına gelmeye başlayacak.”
Dostoyevski’nin bu sözüyle 25 yıl önce karşılaşan sosyal psikolog Profesör Daniel Wegner, bu konu hakkında bir deney yapmaya karar vermiş. Deneyin bir bölümünde katılımcılara şu direktifi vermiş:
“Lütfen daha önce olduğu gibi aklınızdan ne geçtiğini söyleyin, ama bir istisna dışında. Bu kez beyaz bir ayıyı aklınıza getirmemeye çalışın. Ne zaman ‘beyaz ayı’ derseniz, ya da ne zaman aklınıza ‘beyaz ayı’ gelirse önünüzdeki zile basın.”
Deneyin devamında deneklerden birinin bile beyaz ayıyı düşünmeden duramadığı sonucuna ulaşmış. Neden beyaz ayı derseniz, aslında herhangi bir nedeni yok. Sonuçta beyaz ayı zaten normalde hiç kimsenin düşüneceği bir şey değil.
Beyaz ayı burada aslında istenmeyen düşünceleri temsil ediyor. Kendimizi belirli bir şey hakkında düşünmemeye şartladığınız da -yemek, sigara, alkol ya da eski sevgiliniz her ne olursa olsun, o şey hakkında tuhaf bir biçimde daha çok düşünmeye başlıyoruz.
Yoksunluk Etkisi
Buradaki temel sorun aslında yoksunluk etkisi. Uzun zamandır diyette olduğunuzu düşünelim, tam işler yolunda giderken bir kutlama sırasında, biri size bir dilim pasta ikram ediyor ve sonra sanki bir baraj yıkılıyor. Sonra hatırladığınız tek şey, bir tepsi pastanın hepsini yediğiniz.
Tebrikler, bastırma hissiniz artık takıntıya dönüştü. Ve işler daha da kötüye gidebilir, çünkü yoksunluk etkisi bastırma-kafaya takma döngüsünü tetikleyebilir.
Wegner şöyle yazıyor: “Kişi iyice uyarılır, daha önce alışık olmadığı bir şekilde, yalnızca tek bir şeyi düşünürken bulur kendini. Bu da yeni bir bastırma hissi yaratır ve bu da döngüyü yeniden başlatır…
1987’de yılında yayınlanan araştırma, düşünce bastırma üzerine tamamen yeni bir çalışma alanı başlattı. Sonraki on yıl boyunca Wegner, istenmeyen düşünceleri kurcalamanın neden bu kadar zor olduğunu açıklamak için “ironik süreçler” teorisini geliştirdi.
Wegner’e göre, zorla bir şey düşünmemeye çalıştığınızda, zihninizin bir parçası yasak düşünceyi bastırıyor, ama zihninizin başka bir parçası düşüncenin gelmiyor olduğundan emin olmak için onu sık sık “kontrol ediyor”, bu nedenle ironik bir şekilde, onu akla getiriyor.
Wegner’in deneyi ne kadar acayip olsa da, modern psikolojinin klasiklerinden biri sayılıyor. Deney gösteriyor ki, düşündüğümüz şeyleri ne kadar çok kontrol altına almaya çalışırsak, onları o kadar az kontrol edebilir hale geliyoruz.
Bu arada siz yine de beyaz ayıyı düşünmemeye devam edin