Delirecekler! Bir, üç, beş, hep aynı manzara. Adam geliyor geze geze, termal kamerayla bakıyorlar, tahlil yapıyorlar, köpeklere koklatıyorlar, uyduyla takip ediyorlar, Hep kum çıkıyor. Aradan yıllar geçiyor. Gümrük görevlisi çarşıda rastlıyor o adama.“İçim içimi yiyor.” diyor, “Bu saatten sonra bir şey yapamam sana, Allah aşkına söyle, ne kaçırıyordun o torbayla?”

Adam cevap veriyor: “BİSİKLET”

Olaylara bakış açımızı değiştiremediğimiz sürece, olayların arka planını görmemeye/görememeye devam edeceğiz. Farklı bakış açılarına sahip olmamızı sağlayan bir etken de çıkarlarımızdır. Olaylara siyasetçi oy alabilirmiyim, seçmen oy verirsem menfaatim ne olur, İşveren kendi açısından, işçi kendi açısından fayda sağlamak için bakarsa, Dindar kendi açısından, ateist kendi açısından bakarsa toplum da ayrışmalar derinleşir.

Bizim nesil hep eskileri anlatır, özlem duyar çünkü biz mahallede oynarken acıktığımız da Fatma teyze salçalı ekmek verir, Selma teyze su verir içerken koşup terlemeyin diye tembih ederdi. O dönemler de Taşra da, İstanbul da, Ankara da üst komşu, alt komşuyu tanımazmış nasıl tanımazlar diye hayret ederdik. Şimdi küçük yerleşim yerleri hariç bizim bir farkımız kaldımı?

Toplum olarak siyasi ideoloji olarak ayrıştık, Zengin, Fakir ayrıştık. Bu ayrışmanın kimseye yararı yok. Mantıklı değil. İnsani değil.

Toplumdaki aşırı uçlarının bizi kendilerine çekmesine izin vermemeliyiz. Bu günler hem bireysel olarak kahraman olmayı, hem toplumsal olarak bir araya gelmeyi şart kılıyor. Ayrışma nesiller boyu vardı. Bizim de büyüklerimizi beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz zamanlar olmuştur ama saygımızı sevgimizi koruyarak edep ölçüsünde eleştirirdik.

İnsanı yaşı değil yaşadıkları büyütür, olgunlaştırır. Gençlere tecrübelerimizi anlattığımız da sizin devriniz de öyleydi deyip kestirip atıyorlar.

Gençler biz ekonomik özgürlüğümüzü kazandık bize karışamazsınız diyorlar ama en küçük bir olay da eski kafalı dedikleri yaşlılardan yardım istiyorlar. Bizim nesilin oyuncakları telden, tahtadandı bozulunca kendimiz tamir ederdik hepimiz iyi kötü tamirat yapmasını ufak tefek bozulan şeyi tamir etmesini öğrenerek büyüdük.

Yeni nesilin çoğu bir elektrik prizi yuvasından çıktımı tornavidayla sıkmasını beceremiyor, Bir musluk contasını söküp takamıyor, tamirci çağırıyor elbette belli yoklukta büyümüş olup iş yapmasını bilen gençler var ama istisnalar kaideyi bozmaz derler.

Ayrışma öldürebilir, sadece birleşme ve bütünleşme yeniden hayat verir. Saygı, sevgi, edep çerçevesinde toplumda ayrışmadan yaşamayı öğrenemezsek işimiz çok zor.

Ulu Tanrım dağıldık topla bizi.

Esen Kalın…