9 Işık doktrini, 1965’te Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)’nin, 1969 yılından itibaren de Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin programının temelini oluşturur.

Alparslan Türkeş bu tezini, başta kapitalizm, liberalizm ve komünizm olmak üzere yabancı doktorinler ve yönetim sistemlerine karşı bağımsız son Türk devletini koruyabilmek için, millî bir görüş etrafında birleşmek için ortaya koymuştur.

DOKUZ IŞIK’IN ESASLARI

Bağımsız son Türk devletini koruyabilmek için, milli bir görüş etrafında birleşmek zorundayız. Bu görüş Dokuz Işık görüşüdür. Dokuz Işıkçılar, Türk milletine, tarih ve kültürüne dayanan, ona inanan bir doktrindir. Bunun nasyonal sosyalizim ile hiç bir ilgisi yoktur.

Türkiyemizin hızla kalkındırılması, çağlar üzerinden sıçrayarak Türk milletinin atom ve uzay çağına sokulması ile mümkündür. Bu da herşeyden önce dünya çapında çok üstün kaliteli ilim adamları ve yüksek teknisyenler kadrosu meydana getirmeye bağlı bulunmaktadır.

Bizim inancımıza göre, yabancı memleketlerin şartları altında meydana getirilmiş bulunan yabancı doktrinler ve yönetim sistemleri taklit edilerek Türkiye´nin kalkındırılması sağlanamaz. Ne kapitalizm ve liberalizm, ne de komünizm Türkiye için yararlı olamaz. Türkiye´yi kalkındıracak sistem ve görüş ancak Türk milletinin özelliklerine uygun, müslüman Türk milleti realitesini göz önünde bulunduran ve modern ilim ve tekniği yol gösterici kabul eden milli bir görüş olmalıdır.

Bunun kısaca formülü Türk emek potansiyelinin, milli üretim faktörlerine rasyonel bir şekilde bağlanması, devletin vatandaşlara üretim yollarını açarak bütün tedbirleri alması ve kolaylıkları temin etmesi ve milli gelirin artmasında kendisine düşen esas rolü oynamasıdır.

İşte biz böyle milli bir doktrin sahibi bulunduğumuz iddia eden bir kadroyuz. Milli görüşümüzün adı “Dokuz Işık Doktrini” dir. Bu görüş dokuz ana ilkeye dayanmaktadır.

Bu ilkeler sırasıyla şunlardır:

MİLLİYETÇİLİK

Her sey Türk milleti için, Türk milleti ile beraber ve Türk milletine göre sözleriyle özetlenebilecek, Türk milletine bağlılık, sevgi ve Türkiye devletine sadakat ve hizmettir.

ÜLKÜCÜLÜK

Türk milletini en ileri, en medeni, en kuvvetli bir varlık haline getirme ülküsüdür.

AHLAKÇILIK

Türk milletinin ruhuna, örf ve adetlerine uygun yüksek varlığını korumayı ve geliştirmeyi ön gören esaslara dayanır.

ÍLÍMCİLİK

Olayları ve varlığı ön yargılardan ve art düşüncelerden sıyırarak ilim mentalitesi ile incelemek ve girişilecek her çesit faaliyette ilmi önder yapmak prensibidir.

TOPLUMCULUK

Her çesit faaliyetin toplumun yararına olacak şekilde yürütülmesi görüşüdür. İçtimai ve iktisadi olmak üzere iki ayrı bölümü kapsamaktadır. İktisadi görüş olarak mülkiyeti esas kabul eder, fakat mülkiyetin millet zararına kötüye kullanılmasına karşı olan bir görüşü belirtir. Karma ekonomiyi ve ana stratejik iktisadi faaliyetlerin devlet kontrolunda bulunmasını öngörür. Sosyal görüş olarak sosyal adalet düzeni, fırsat eşitliği, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlaşma teşkilatı kurulmasını kabul eder.

KÖYCÜLÜK

Köyleri tarım kentleri haline birleştirerek kalkındırmayı öngörür. Köylünün tefecilerin elinden kurtarılması ve ihtiyacı olan kredi ve diğer yardımların sağlanması için kooperatifleşmeyi hedef alır. Bilhassa orman bölgesinde yaşayan köylüleri öncelikle ve hızla refaha kavuşturmak amacını güder.

HÜRRİYETÇİLİK VE ŞAHSİYETÇİLİK

Birleşmiş Milletler Anayasasında yazılı bütün hürriyetlerin sağlanmasını gaye edinmiştir. İnsanların şahsiyet olarak geliştirilmesini toplumun kalkınması için yararlı bir yol olarak kabul eder.

GELİŞMECİLİK VE HALKÇILIK

İnsanlar ve medeniyetler daima daha iyi, daha güzeli, daha mükemmeli istemek ve aramakla gelişir. Elde edinenle yetinmemek ve daima daha ilerisini istemek ve bunu elde etmek için gayret göstermek şuurudur. Ancak bu gayret ve çabalarda Türk milletinin tarihinden, milli benliğinden ve kökünden kopmadan yükselmek ve ilerlemek gayedir. Yapılacak her işte halka doğru, halkla beraber olmayı ilerlemenin, yükselmenin vazgeçilmez bir prensibi olarak kabul ederiz.

ENDÜSTRİCİLİK VE TEKNİKÇİLİK

Türk milletinin kalkınması için acele sanayileşmesi lazımdır.

Dokuz Işık görüşünün esasları gayet özet olarak bunlardır. Dokuz Işık, nasıl kapitalizmi, marksist sosyalizmi red ediyorsa, Nasyonal-sosyalizmi ve faşizmi de reddeder. Nasyonal-sosyalizim ve faşizim, kapitalizmin dejenere bir sapması olup, insan hak ve hürriyetlerine inanmayan gerici diktatörlüklerdir. Dokuz Işık ise, insan sevgi ve saygısına dayanır, ferdi ve iktisadi hürriyetleri bir bütün olarak gerçekleştirmek isteyen demokratik bir görüştür.

İlahlaştırılmış faşist devletçiliğe, putlaştırılmış nazist ırkçılığa inanılmaz. Fosilleşmiş şöhretlerin yaptığı gibi siyasi kariyerinin belirli bir dönemde faşist, belirli bir döneminde kapitalist, diğer bir döneminde sosyalist olmak, düşüncenin politika ahlakında yoktur. Ülkücüler, Türk´e aşık, Türk vatanına aşık Dokuz Işıkçılardır.

Amaçları bu kutsal vatan üzerinde Büyük Türk milletinin ebediyyen bağımsız yaşamasını sağlayacak milli görüşü çizmek, bunu savunmaktır.Alparslan Türkeş’e göre Türk Kürt kardeştir ve turancılıkla bütün kardeş Türk halklarının birliğini hedefler.