Yıl 1970 lerin başları MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Ülkü Ocakları Birliği Başkanı Aytekin Yıldırım’ı makamına çağırarak:

Türkiye bir felakete sürükleniyor, askerler bir darbe yapacak, öğrenci olaylarını kullanacaklar. Biz çekilelim kenara, Dev-Genç de çekilsin, ihtilal yapamasınlar. Dev-Genç Genel Başkanı Atilla Sarp ve CHP Gençlik Kolları Başkanı Ali Dinçer ile toplantı yapacaksınız ve barışı sağlayacaksınız.

Attila Sarp’la görüşme yapılır. Bir müddet sükunet sağlanır. Hatta Attila Sarp, Aytekin başkana bu görüşmeden dolayı örgüt içinde hain ilan edildiğini söyler.

Ancak bir süre sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinden Mustafa Kuseyri ülkücülerin sokağından bile geçemediği Basın – Yayın Yüksek Okulu Talebe Cemiyetin de 22 Mayıs 1970 de öldürülür.

Kimler bu barışı istemedi ? 10 yıl daha kan akmasının sorumluları kim?

17 Kasım 1977 de CHP’li Cahit Karakaş MHP’li 16 vekilin desteğiyle Meclis başkanı seçilir.

O dönemde CHP ve MHP koalisyon görüşmeleri Gün Sazak ve Vedat Dalokay aracılığıyla Alparslan Türkeş-Bülent Ecevit arasında mesajlar gidip gelmekte.

MHP bir bildiri yayımlar;Tabanda yumuşama sağlamak için tavanda yumuşama sağlamak gerekir. Biz işbirliğine hazırız! 3 gün sonra Dalokay, Ecevit’in son mesajını getirir:Teşekkür ederim, ama partimde buna şiddetle karşı çıkan büyük bir grup var, partim bölünür!

O günün şartlarında bu koalisyon kurulsaydı 12 Eylül olurmuydu?

Gençlerin kanı dökülmeye devam edermiydi?

Bu koalisyonu kimler neden,niçin engelledi ?

Aslında o dönem de Ülkücüler Milliyetçi Türkiye, Marjinal gruplara dahil olmayan Devrimciler Bağımsız Türkiye diyorlardı. Ne yazık ki birbirimizi kara eylülden 15-20 yıl sonra anca anlamaya başladık.

Neden mi bu anekdotları paylaştım yine ve yeniden bir siyasi kutuplaşmaya gidiyoruz siyasilerin söylemleri insanları geriyor. Yukarıda siyasiler bir noktada anlaşır birleşirler. Ak Partililer MHP Genel başkanı Devlet beye dün neler söylediler. Hepsi unutuldu. Bu gün MHP ve AKP ittifak yaptı.Taban da kırılan kavga edenlerin çoğunluğu hâla kırgın ve dargın.

Siyasetten uzaklaşmak ülke gündeminden uzaklaşmak değildir. Şimdi her partilinin yaptığı gibi olaylara partilerin camından değil candan bakıyorum ve taraf tutmadığım için o kırılır bu sevinir diye düşünmeden kim yaparsa doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebiliyorum. Okumuyoruz, araştırmıyoruz. her parti sloganla kendini savunuyor. Şunu unutmayın partiler iktidar yolunda amaç değil araçtır.

Esen Kalın.