Basra Körfezi’nde küçük bir ülke olmasına rağmen, dünyanın önde gelen doğalgaz ve petrol zengini ülkelerinden biri olan Katar’da bu sene düzenlenen Dünya Kupası’nın şampiyonu belli oldu.

Dünya Kupası’nın Katar’da düzenleneceği duyurulduğundan beri süren tartışmaların gölgesinde oynanan maçlarda Brezilya, Fransa gibi favorileri geride bırakarak üçüncü kez dünya şampiyonu olan Arjantin’in bu başarısı; geçtiğimiz aylarda hayat pahalılığından sokaklara dökülen insanlara moral ve motivasyon sağlamış oldu.

Bu turnuvada en çok aklımızda kalan kelime ise; futboldan önce para kelimesi oldu. Zira, Katar’ın FIFA yetkililerine, bu turnuvanın Katar’da düzenlenmesi açısından doğrudan ve anlaşmalar aracılığıyla dolaylı olarak rüşvet verdiği iddiaları aldı başını gitti. Ardından Katar’ın ülkeyi adeta baştan yaratması, 8 adet yeni stadyum inşaatına başlaması, şehir içinde büyük metro ve otel projelerini hayata geçirmesi parasıyla isterse her şeyi yapabileceğini gösterdi. Futbol, siyasetin yanı sıra, belki de turnuva tarihinde ilk defa para kelimesiyle bu kadar çok yan yana anılır oldu.

FIFA’nın bu turnuvayı kazanan takıma vereceği para ödülü 42 milyon dolar olarak açıklanırken, ikinci, üçüncü ve dördüncü olan ülkelerin de kazanacağı ödüller azımsanmayacak kadar çoktu.

Katar’ın turnuvayı düzenlemek için hazırlattığı stadyumlarda yetersiz çalışma koşullarından dolayı ölen işçilerin gölgesinde; maç sırasında uyulması gereken yasaklar(alkol yasakları ve LGBT+ ve eşcinsellik eylemleri vb.) epey tartışıldı. FIFA’nın Ukrayna’ya savaş açan Rusya’yı ön elemeler aşamasında 2022 Dünya Kupa’sının dışında tutması bile, Avrupa ülkelerinin bu kararda alınmasında etkili olduklarını göstererek futboldan önce siyaset geldiğini doğruladı.

Kısacası 2022 Dünya Kupası; saha içinde ve saha dışında tartışmaların henüz turnuva yapılmadan başladığı ve turnuva boyunca devam ettiği bir süreç olarak hafızalarda yerini aldı.Öte yandan, 2000’lerin başından beri yakın ilişkilere sahip Katar ve Türkiye işbirliği bu turnuvada da görüldü. Türk milli futbol takımı 2022 Dünya Kupası’na katılmaya hak kazanmamış olsa bile, Katar’daki maçların güvenliğini sağlamak için Türkiye’den polis gücü desteğinin götürülmesi ülkemizde en çok tartışılan konular arasında yer aldı.

Katar ile özellikle Suriye ve Libya iç savaşlarında aynı tarafta yer alan, geçen yıl Körfez ülkeleri tarafından ekonomik ambargo uygulandığında Katar’a ekonomik ve siyasi anlamda her türlü desteğini sunan, Katar’a inşaatlarda çalışmak üzere işçi gönderen Türkiye’nin böyle bir adımı bence şaşırtıcı değildi. Ancak, Katar’da olası IŞID benzeri terörist eylemlerinde polis güçlerimizi risk altında bırakmaktan endişe duyanlar bu kararı eleştirdi.

2022 Dünya Kupası’nda Arjantin takımının yıldızı Messi en iyi futbolcu seçilirken, Pazar günü şampiyonluk kupasını kaldırırken üzerine giydirilen Katar geleneksel kıyafeti bile ülkemizde tartışma konusu yarattı. Ronaldo, Messi, Modric, Lewandowski gibi uzun zamandır futbolun zirvesinde yer alan isimlerin rekabetinin yaşandığı 2022 Dünya Kupası’nn kazananları milyon dolarlarla ülkelerine dönecek olan ilk dört takım oldu. Ancak sadece onlar değil, aslında Katar da çok şey kazandı.

Sonuç olarak, 2022 FIFA Dünya Kupası’nı düzenlemek için 30 milyar dolardan fazla para harcayan Katar için önemli olan, böylesi büyük bir organizasyona ev sahipliği yaparak kendi ülkesinin imajını ve saygınlığını arttırmaktı.Bu tür sportif etkinlikler sayesinde turizmi ön plana çıkarmak ve dış yatırımlara açık olduğunu göstermekti. Dünyanın her yerinden en güzel sesli müezzin ve imamların Katar’a götürülerek turnuva boyunca camilerde bulundurulması bile, Müslüman bir ülkede düzenlenen bir dünya kupasında neler yapılabileceği konusunda bizlere de örnek oldu. Türkiye’nin de her dört yılda bir düzenlenen Dünya Kupası maçlarına ev sahipliği yapma hevesinin olduğunu biliyoruz, bunun için Körfez’deki en yakın müttefikinin tecrübelerinden yararlanacağını umuyoruz.Ayrıca bir dahaki turnuvada Türk milli futbol takımını da görmeyi diliyoruz.

İyi haftalar dilerim.