Bugün eğitim çalışanlarının gerçek temsilcisi ve ülkemizin en muteber kuruluşlarından birisi haline gelen Türk Eğitim Sen, bundan 29 yıl önce bir avuç eğitim çalışanı tarafından vücuda getirildi.

Çeyrek asır önce, eğitim çalışanlarının daha iyi koşullarda hizmet üretmesi ve çalışma hayatının daha huzurlu kılınması için elini taşın altına koyan fedakar eğitim çalışanları, baharın müjdecisi çiçeklerin açması gibi yurdun her bir köşesinde ahlaklı hak mücadelesinin müjdecileri olarak gün yüzüne çıktılar. Hayatın, ancak değerler için yaşandığında anlamlı olduğunun şuurundaki bu ilk emektarlarımızın yüreklerinden taşan kıvılcımlar, bugün çalışma hayatını aydınlatan ve çalışanların kalplerini güven ve inançla ısıtan büyük bir ateş oldu.

Türk Eğitim Sen’e hayat veren bütün emektarlarımızı minnet ve şükranla anıyor, ebediyete intikal etmiş olanları da rahmet ve hayırla yad ediyorum. Allah hepsinden razı olsun.

Evet bugün büyük bir aileyiz.

Türk Eğitim Sen bugün artık güven duyulan, takip edilen, üzerine aldığı sorumluluğu hakkıyla yerine getiren ve bu vasıfları itibariyle de sevmeyenleri tarafından dahi takdirle karşılanan büyük bir sendikadır.

Artık herkes biliyor ki;

Eğitim çalışanlarının hak ve kazanımlarının korunması ve geliştirilmesi sözkonusu olduğunda, her şart ve durumda ve hiçbir denge hesabı gütmeksizin kararlı mücadele ortaya koyabilen bir sendika vardır.

Eğitimi ya da eğitim çalışanlarını ilgilendiren bir gelişme olduğunda hiç tereddütsüz çalışanların yanında saf tutan, mücadele stratejisini siyasi iktidar ya da bürokrasinin politikalarına göre değil, çalışanların beklentilerine göre tayin eden bir sendika vardır.

Temsil ettiği hiçbir platformda eğitim çalışanlarını satmayan ve pazarlamayan, yüklenmiş olduğu sorumluluğun gereği olan ilkeli, ahlaklı, kararlı ve mücadeleci sendikacılığı her zaman ortaya koyan ve bunun için her bedeli ödemeye hazır adam gibi bir sendika vardır.

Üyelerinin, gurur ve gönül rahatlığıyla mensubiyetini ifade ettiği, sadece üyelerinin değil bütün eğitim çalışanlarının sonuna kadar itimat gösterdiği bir sendika vardır.

Sadece çalışma hayatı değil, toplumsal hayatın her alanında yer alan, parçası olmaktan şeref duyduğu Türk Milleti adına milli sivil toplum kuruluşu olarak gerektiğinde hesapsız ve karşılık beklemeden taraf olan bir sendika vardır.

Daha yaşanabilir Türkiye ülküsüyle, üreten, çalışan, yol gösteren ve “Önce ülkem” düsturunu ilke edinmiş bir sendika vardır.

Kaynağı ve adresi ne olursa olsun içten ve dıştan ülkemizin hayrına kasteden her türlü girişim ve oluşuma karşı varlığını siper eden, Türkiye’nin bekasını her önceliğin üzerinde gözeten Türkiye sevdalısı bir sendika vardır.

Evet, hem eğitim çalışanlarının hem de milletimizin teveccühüyle onurlanmış olan güven kapısı Türk Eğitim-Sen vardır.

Türk Eğitim-Sen’in şimdi sahip olduğu bu övünülesi kariyeri, kuruluşumuzdan bugüne kadar teşkilatımıza emek vermiş tüm gönüldaşlarımızın eseridir. Her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.