Vergi Usul Yasası açısından, vergi ve ceza ihbarnamelerinin kimlere yapılacağı belirlenmiştir. Tebligatın mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılarak tebligatın bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olduğu belirtilmiştir. Aynı yasanın 377.maddesinde ise, mükelleflerle kendilerine vergi cezası kesilenlerin tarh edilen vergiler ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabileceği öngörülmüştür.

Limited şirketi adına salınan vergi ve kesilen cezalara ilişkin ihbarnamelere, şirket adresinin yazıldığı, fakat bu ihbarnamelerin kanunen yetkili şirket temsilcilerine veya yöneticisine tebliğ edilmeyip, eski şirket temsilcisi olan davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin davacıya tebliğ edilmiş olması bu ihbarnamelerin şirkete tebliğ edilmiş sayılmasını gerektirmeyeceği gibi bu ihbarnamelerde yer alan şirket adına salınmış vergi ve kesilen cezadan davacının şahsen sorumlu tutulması sonucunu da doğurmaz. Sözü edilen ihbarnamelere dayanarak davacının vergi ve cezadan sorumlu tutulması ve takip edilmesi mümkün bulunmadığından, tebligatın şahsına yapılmış olmasının davacının menfaatini haleldar ettiği kabul edilemez (5).

4- ŞİRKETTEN AYRILAN ORTAKLARA UYGULANAN YURT DIŞI YASAKLARI

Ortağı olduğu şirketten ayrılan ortak/ortaklar hakkında zaman zaman, yurt dışı yasağı, özel mülklerine haciz, mal varlıklarına, banka hesaplarına blokaj, özel otomobillerine haciz vs. konulduğunu görmekteyiz. Oysaki şirket tüzel kişiliğinin borcu için ortakların özel malları hakkında haciz uygulanması hukuken geçerli değildir. Keza, ortaklar hakkında yurt dışı yasağı konulması da hukuka aykırıdır. Kanuni temsilci durumunda olan ortaklar için ise, 25,000 TL’yi aşan vergi borçları için yurt dışı yasağı konulmaktadır (6). Fon payı için yurt dışı yasağı konulamaz. Yurt dışı yasağının kaldırılması için, davalı idare vergi daireleri değil, Valilik makamları olup, görevli mahkemeler, İdare Mahkemeleridir (7). VERGİ BORCUNDAN DOLAYI YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI UYGULAMASI ANAYASA MAHKEMESİ KARARI İLE ORTADAN KALDIRILMIŞTIR. BUNDAN BÖYLE VERGİ BORCUNDAN DOLAYI AMME BORÇLUSU MÜKELLEF YURT DIŞINA ÇIKABİLECEKTİR.

5- ORTAĞI OLDUĞU ESKİ ŞİRKETTEN DOLAYI YENİ ORTAKLARIN BORÇ YAPILANDIRMASI YAPMASI HALİNDE AYRILAN ESKİ ORTAĞA ÖDEME EMRİ DÜZENLENEBİLİR Mİ?

Limited şirketlerde şirkete giren yeni ortağın ayrılan eski ortakların dönemlerini kapsayacak şekilde matrah artırımı yapması veya zaman zaman çıkan yapılandırma ve taksitlendirme yasalarına göre müracaatta bulunulması halinde borcun nevi ve vadesi değişecektir.

Yapılandırma neticesinde borç yeni bir şekle ve ileri tarihli vadelere yayılacağı için eski ortağın oluşan bu yeni bir hukuki durum nedeni ile sorumluluğu kalmayacaktır. (Danıştay 9. Dairesi kararı 28.04.2016 gün ve E:2016/3329-K:2016/3452 )

6SONUÇ OLARAK

Vergi dairelerinin, anonim ve limited şirketler açısından “Ticaret sicil” bilgilerini sürekli güncellemesi gerekir. Yine, şirket borcu nedeni ile, şirketin kanuni temsilcisi olmayan ortakları hakkında işlem tesisinde çok dikkatli davranılması icap eder. Zira, öncelikle şirket “tüzel kişiliği” ile ilgili “mal varlığı” araştırmalarının yapılması gerekmektedir. Şirketin mal varlığı, aktif ve pasifinden tahsil olanağı bulunmayan vergiler için daha sonra, kanuni temsilciler bakımından takip yapılmalıdır (8).