Vatanımızın kurtarıcısı, cumhuriyetimizin kurucusu, ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’e özel günlerde minnet ve şükran duygularını dile getirmeyenlerin tutum ve davranışları açıktan kurumsal hale gelmeye başladığı görülmekte. Türk Milleti’ne, tarihine, kahramanlıklarına, Türkiye Cumhuriyeti’ne, kuruluş değerlerine, birlik ve beraberliğimize, üniter devlete ve çağdaşlığa adeta karşı duruş gibi algılanır hale gelmekte.
İndirilen, sonradan uydurulmayan dinimizi gerçek anlamından uzaklaştırıp, bir tepki ve slogan dini, siyaset dini haline getirmek isteyenlerin hedefinde Türklük ve Atatürk’ün değerleri bulunmaktadır. Bu nedenle bizim korumamız gereken “Türk olmanın gururu” ve “Atatürk’ün düşünceleriyle, değerleri” olmalıdır. Türk Milleti’ni bir arada tutan Atatürk ilke ve devrimleridir. Devletin bütün kurumları ve sivil toplum örgütleri ile vatandaşlarımız duyarsızlığa karşı tepki göstermek durumundadır.
Atatürk’ün vefatının yıl dönümü 10 Kasım 2017 ve Zafer Bayramı 30 Ağustos 2019 Cuma gününe rastlamıştı. Her iki önemli tarih Cuma gününe rastlamış olmasına rağmen hutbelerden Atatürk’ten bahsedilmemesi Diyanet İşleri Başkanlığı’nı sorgular hale getirmiştir. (18 Mart 1915) Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümlerinde de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e dua ve şükran duygularının yer almamış olması düşündürücüdür.
Esasen, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş kanunu Atatürk döneminde 3 Mart 1924 tarihinde çıkarılmış, 1927 yılında da Diyanet’e 71’i merkezde olmak üzere toplam 7172 adet kadro verilerek devletten maaş almaları sağlanmıştı. Başkanlığın ilk teşkilat kanunuydu.(1)
Atatürk, Kuran’ı ilk kez Türkçeye çevirterek bastırmış ve ücretsiz dağıttırmıştır. “Ben Müslümanım diyen Türk insanı dinini anlamaya başlamıştır. Kur’an’ın bilimsel tefsirini yaptırarak bastırmış ve ücretsiz dağıttırmıştır.İmam Buhari’nin sağlam hadislerinin çevirisini yaptırmış ve aynı şekilde halka ulaşmasını sağlamıştır. Arapça okunan, dinleyenin anlamadığı, hutbe okuma işini Türkçeye dönüştürmüştür. Camilerin din görevlisi ihtiyacını karşılamak için imam hatip okulları açmıştır.(2)
Türkiye Cumhuriyeti’nin en temel kuruluş ayarlarını ve ATATÜRK’ü doğru tanımak ve öğrenmek gerekir. Bu gün ezanlar özgürce kimin sayesinde okunabiliyor? Bu gün kimin sayesinde camilerde namazlar özgürce kılınabiliyor? Bunun gibi nice soruların cevabını hurafelerde arayan bilim dışı düşünceler karanlıkta yok olacaktır. Atatürk’ün düşünceleri ve bilime inananlar aydınlık yarınların yolunu çizeceklerdir.