Aynı çabaların 1940’lı yıllarda ülkemizde de yoğunlaştığını görüyoruz. Selçuklu Tarihi’nin konu edildiği kimi yayınlarda Myriokephalon Savaşı da doğal olarak konu ediliyor. Çünkü Türklerin Anadolu’da ilerlemesinde bu savaşın önemi büyük.

Ancak ben bu yazımda, bu savaşın nerede gerçekleştiğini veya konu edildiği zamanların tarihçesinden de söz edeceğim. Özellikle Isparta’nın ve son yıllarda Konya’nın sosyal medyada sık gündeme gelmesiyle, sanki Çivril bu konunun peşini bırakmış ve bazı şeyleri kabullenmiş gibi algılanıyor ne yazık ki. Bu konuyu her platformda takip ettiğim için tarihsel gerçekler yok edilerek bir sürü varsayımlar üretilmeye çalışıldığını görüyorum. Bunlardan bir tanesi, Alaşehir’in ve Dinar’ın yerini kendi yerlerinde gösterme çabaları. Hâlbuki Alaşehir Manisa’nın bir ilçesi, Dinar da Afyonkarahisar’ın ilçesi olduğu tartışmasız bilinen konular arasında. Yani coğrafi yerlerin farklı yerlerde gösterilmesiyle tarihsel gerçekleri değiştirme çabaları boşuna.

Her zaman sık sık yinelendiği gibi İngiliz arkeolog W. M. Ramsay, yaklaşık 1883 yıllarında Anadolu’ya gelip savaş yeri olabilecek yerleri gezip, inceliyor. Bütün bunların sonunda Düzbel’e gelerek bu geçidin savaş yeri olabileceğini belirtiyor. Ancak o yıllardaki tarihsel bilgilerin yetersiz olması, karar vermeyi, -günümüzde olduğu gibi- güçleştiriyor ve Tomachver’in etkisi ile bu görüşünden vaz geçiyor. Ancak son yıllarda yeri tarihsel gerçekler ışığında gele gele yine Düzbel Geçidi’ne tekrar gelindi. Yıllarca bu konuyla ilgilendiğim için benim de elde ettiğim tarihsel veriler ışığında savaş yeriyle ilgili ileri sürülen görüşlerden en güçlüsü yine Düzbel Geçidi olduğu sonucuna varıyorum. Bu yıldan yıla, günden güne artacak.

ÇİVRİL’DE MYRİOKEPHALON SAVAŞI’NIN YERİNİ ARAMA ÇALIŞMALARI NE ZAMAN BAŞLADI?

Düzbel Geçidi ‘nin darlaştığı yerde, Myriokephalon Savaşı’nın gerçekleştiği yerde vadilerde Selçuklu istihkam kalıntıları (FOTO: Mehmet Akar- Kızılören)

Hemen belirtmemde yarar var; Çivril Düzbel Geçidi’nin coğrafi konumu tarihsel bir gerçeklik olarak önümüzde. Düzbel Geçidi’nin 9 km’si Çivril’de, yani Denizli il sınırları içinde. Diğer 8 km’si de Kızılören’de, yani Afyonkarahisar il sınırları içinde. Bilenler bilir, her iki ilin il sınırı bu geçit içinde. Bu durumda Myriokephalon Savaşı’nın gerçekleştiği yer eğer Düzbel Geçidi ise, ‘bu savaş Çivril sınırı içinde gerçekleşti’ diyemeyiz. Aynı hassasiyet Afyonkarahisar için de geçerli. ‘Bu savaş için Afyonkarahisar sınırları içinde gerçekleşti’, denilemez. En doğru olanı, eğer bu savaş Düzbel Geçidi’nde gerçekleşti ise Çivril ile Kızılören ilçeleri arasında gerçekleşmiştir, demek en doğru olanıdır. Çünkü coğrafi gerçeklik budur. Ama ne yazık ki bu hassasiyetin pek gözetilmediği, gözetilmek istenmediği görülüyor. Aslında her iki il ve ilçe bu gerçekten hareketle işbirliğine gitmelidir. Düzbel mahallesi Düzbel Geçidi’ne en yakın olması dolayısı ile buraya savaşın seyrini gösteren bir görsel bir müze yapılabilir ve var olan tarihsel yayınlar bu müzede oluşturulan kütüphanede sergilenebilir ve ilgili kişilerin yararlanmasına açılır. Çivril ve Kızılören’de ortaklaşa çalışmalarla panel ve sempozyumlar düzenlenebilir, bu her iki yerin tarihsel değerlerin tanınması yönünden de yararlı olacaktır.

Yazımın başlığındaki konuyu unutmuş değilim. Sosyal medyada bir yorumda Çivril’in bu savaşın yerini arama çalışmalarında ve Myriokephalon Savaşı’nın konu edilmesinde geç kalmış olduğunun ifade edildiğini gördüm. Ancak kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil. Myriokephalon Savaşı’nın konu edilmesi hayli eski yıllara dayanıyor. Çivril’de yazılı olarak ilk 1969’lu yıllarda tarih öğretmeni olan Behiç Galip Yavuz’un yazdığı “Çivril Tarihi” adlı kitapta Myriokephalon Savaşı konu edilmiştir. O yıllarda Ortaokul’da bu savaşın Çivril- Düzbel Geçidi’nde olabileceği hep anlatılmıştır. Niyazi Akşit’in tarih ders kitabında da bu savaşın Çivril ile Sandıklı arasında gerçekleştiği yazılıdır. Daha sonra Çivril’de bir ekip tarafından “Bütün Yönleriyle Çivril” adı kitap, başta yüksek ziraat mühendisi Baki

Ceylan, İsmail Büyükkal, Musa Nalbantoğlu ve diğer ekip arkadaşları tarafından hazırlanmış ve bu kitapta da Myriokephalon Savaşı’ndan konu edilmiş ve ilçemizle ilgili olduğu gerçek biçimiyle vurgulanmıştır. Daha sonra Düzbel Geçidi görüşünden başka, 1984 yılından başlayıp Kûfi Çayı Boğazı da konu edilmiş ve 1994 yılından sonra da Çivril’de de yoğun olarak sahiplenilmiştir. Yani bütün bunlar gösteriyor ki Çivrilliler, bu konuya gerekli ilgiyi göstermiş ve zaman içinde hiç de geri durmamıştır. Bu gün ise özellikle Düzbel Geçidi görüşü için fiili olarak çaba harcayan Düzbel’den Nevzat Barut (mahalle muhtarı) ve ben emekli öğretmen Mümtaz Başkaya’dır. Emin olunmalıdır ki, bundan sonra da bu savaşın yeri konusunda tarihsel gerçekler ışığında daha başka kazanımlarımız olacaktır. Çivril’de özellikle Düzbel Geçidi görüşü için güç birliğine ihtiyacımız olduğu da önemli bir gerçek… Bizler bu konuda kendi gücümüzü önemsiyoruz…