Cabar köyü sırtlarından Türk topçularının Yunan işgal güçlerine atış yapması ve bu köydekilerin de Türk topçularına yiyecek, içecek ve iaşe yardımları yapmasıdır. Bu köyde katliama girişmeleri, bu desteği kesmek amacıyladır. Önce Yunanlıların bu stratejik amacını iyi bilmek gerekir. Bu yolun denetlenmesi, Yunan ikmallerinin daha sorunsuz yapılabilmesi içindir. Bu olayı basit bir öç olayına bağlama, bilmeden de olsa Yunanlıların bu katliamına haklı gerekçeler üretme anlamına gelir. Yani her duyulanın yazılı kayda geçirilmesi, gelecek yıllar için tehlike arz eder.
Cabar ve çevresinde yer yer Türk askerleri ile Yunan askerlerinin çatışmaları söz konusu. Prof. Dr. Sadık Sarısaman’ın “Uşaklıların Anılarında Milli Mücadele” başlıklı makalesinde Çivril- Cabar ile ilgili kısa bir anlatım da vardır. Karahallı’da Uşak’ın Milli Mücadele anılarını araştırırken bu ilçeden Halil Çarmadım’ın verdiği bilgiye göre “Çivril’in işgal sırasında Cabar Damları basılarak iki şehit verilmiştir. Şehitler Derviş Bozoklu ve Selim Bozoklu’dur.” Cabar Damları’nda Yunan işgal güçleriyle Türk askerleri arasında çatışma, bu ana yolun savaş sırasında ele geçirilmeye çalışılmasının önemini göstermektir.
Yakın günlerde sosyal medyadaki bir haberde Cabar baskınında 83 vatandaşımızın yakılarak katledildiği ifade edilmektedir. Günümüzde de halen daha söylenmekte olan Cabar baskını türküsü bu acı olayın zihinlerde yer eden acı hatırasıdır. Ağıt biçiminde söylenegelen bu türkünün sözlerinde katliama uğrayan vatandaşların yakılması gibi bir ifade yoktur. Yakılarak katledildiği sonucuna nasıl varılmıştır? Yunanlıların köyü yakması söz konusu olsa bile, 83 vatandaşımız Yunan askerleri tarafından tasarlanmış ve emir alınmış bir biçimde vurularak katledilmiştir.
Çivril’de yıllar önce bir yerel Tv’de “Çivril’de Kurtuluş Savaşı” adlı bir program gerçekleştirdik. Bu dizi programda Çivril ve çevresinde o kurtuluş günlerinin tanıkları olan yaşlılar ile röportajlar yaptık. Yanlış hatırlamıyorsam o yılların canlı tanığı 18 yaşlı kişi ile birebir görüşmemiz oldu. Bu program için Çivril merkez (Çivril huzurevi), Kızılcasöğüt, Emirhisar, Karabedirler, İğdir, Koçak ve Cabar köylerine gittik.
Cabar köyünden de iki yaşlı vatandaşımız ile görüşme yaptık. Yaşlılardan biri o yıllarda çocuk yaşta olmasına rağmen Cabar baskınını çok iyi hatırlıyordu ve bize anılarını anlatırken, 83 vatandaşımızın yakılarak katledildikleri gibi bir durumdan söz etmemişti. Yani yakılarak katledilmeleri söz konusu değil. Toplu mezara koyulması da mümkün değil. Daha sonra katliama uğrayan vatandaşları acı ve şaşkınlık içinde köylüler tarafından ayrı ayrı defnedildiğini anlattı.
Anlattıkları, sabah vaktine yakın bir zamanda Yunan askerlerinin geldiğini ve köyün çevresini sarıp katliama giriştikleriydi. Hatta bir Yunan askerinin bulunduğu yöredeki köylülerin köyün etrafının sarıldığı çemberden kaçmasına yardım ettiği ve bu sayede birçok köylünün bu katliamdan kurtulduğu yönündeydi. O günlerin acı hatırasını anlatan yaşlı, böyle bir anısından da söz etmişti.
Günümüzde o günlerin canlı tanığı artık yok. Ancak, o kişiler özellikle Cabar köyünde yaşadıkları yıllarda bu acı olayı çocuklarına, torunlarına anlattılar. Acaba Cabar köylüleri bu yakılarak katliam
olayına ne diyor? Kendi köylerindeki yaşlılardan Cabar baskınının ne şekilde gerçekleştiğini duydular? Biz Çivrilliler ve o köye yakın köylerde yaşayanlar, yakılarak katledilmiş olduklarını bilmiyoruz ve şimdiye kadar da öyle bir şey duymadık. Duyan varsa da bilmem.
Bu iddianın gerçeğinin öğrenilebilmesi için Genelkurmay belgelerinden de doğrulanması gerekir. Acaba açıklanmadan böyle bir çalışma yapılmış mıdır, bu bilginin kaynağı nedir?
Eski köy yerleşmesi ve sözü edilen musluk, köyün hemen yukarısında. Köyün eski mezarlığında katliama uğrayan 83 vatandaşın mezarları köyün yaşlıları tarafından zaten biliniyordu. 99 yıl sonra ilk kez bulunduğu gibi bir durum söz konusu değildir. Günümüzde unutulmaya yüz tutması ve yeniden gündeme getirilmesi olumlu bir davranıştır. Bu mezarların aslına uygun bir biçimde düzenlenmesi, Kurtuluş Savaşı günlerinin onur ve gururuna uygun gelecek nesillere aktarılması memnuniyet vericidir. İlçemiz Çivril ve çevresinde o yıllara ait Kurtuluş Savaşı yıllarında şehit düşen başka mezarlıklar ve mezarlar vardır. Cabar Damları’nda şehit edilen o iki Türk askerinin mezarlarının Eren dağındaki mezarlıkta olduğu o günün canlı tanıklarıyla ifade edilmiştir (Prof. Dr. Sadık Sarısaman’ın ilgili makalesinden).